İnsanlar vardır, hayatta iken ne yaptıklarını bazen anlayamayabilirsiniz. Vefatından sonra ancak anlaşılabilir esas yaptıkları. Hasan Nail Bey de bildiğimiz kadarıyla bu insanlardan biri.

Bin küsur senedir İslamla mezcedilmiş bu toprakların, geçtiğimiz asırda bir anda mazisiyle, ecdadıyla, diniyle, imanıyla bağlarının koparılması hareketine karşı, yine bu toprakların aziz evlatlarından o hareketlere karşı çıkıp, milletin aslından, esasından kopartılmaması için gayret etmiştir. Bunların başında tabii ki, din alimleri gelmektedir. Bu şahıslara numune-i imtisal olan Bediüzzaman Said Nursi gibi.

O zatların açtığı çığırdan sonra; İlay-ı Kelimetullah için uğraşan, didinen insanlar olmuştur. Herkes kendi kabiliyetince, kendine göre bir şeyler yaparak, bu aziz milletin tenvir edilmesine çalışmıştır.

Rahmetli Hasan Nail Canat da, çok dalda hareket ederek, sanatın ve edebiyatın müsbete kanalize edilmesi için uğraşmış, bir ömür vermiştir. Allah'ın huzuruna vardığı zaman da "Bana ne getirdin?" sualine karşı, "Ya Rabbi! Karınca kararınca senin yolunda işte bunları yaptım" diyerek, yaptığı güzel işlerinden dolayı hissettiği mutluluğu izhar etmiştir herhalde. Allah rahmet eylesin, makamı cennet olsun.