Şeref Defteri
'Osman Atalay'

Hasan Nail Canat, zor zamanların sanatçısıydı


Osman Atalay
Hasan Nail Canat ile tanışmamız 1989 yılında Fatih'te Dünya Yayınları'nda gerçekleşti. Sakin, insana güven veren ve babacan yanı ağır basan bir özelliği vardı. Salih Tuna'nın "Şeytan Üssü Haber Merkezi" adlı oyununu sahneleyecektik. Bu arada Anadolu turnesinde "Bir Avuç Ateş" adlı kendi yazdığı oyun sahneleniyordu.

Şeytan Üssü Haber Merkezi'nin konusu 1989 yıllarında Türkiye medyasının yalan, provakatif haberciliğini, başörtüsü ve inanç özgürlüğünü dile getiriyordu. Oyun İstanbul'da sahnelendikten sonra çok büyük ilgi gördü ve Anadolu turnesine çıktık. O günkü koşullar tiyatro yapanlar açısından çok zordu. Oyunlarımız düğün salonlarında oynanırdı. Sahneler genellikle oyun için uygun olmazdı. Masaları yan yana dizer, üzerine karton yada battaniyeler sererek ya da kontraplaklar ile sahne oluştururduk. Anadolu turnelerine çok eski minibüsler ile giderdik. Çoğu yolda bozulurdu. Kaloriferleri de genelde bozuk olurdu.

O dönemler parti ya da kitap evleri oyunları organize ederdi. Özel televizyonların, sinema ve tiyatroların zayıf olduğu dönemler... Uzun ve yorucu yolculuklar sahneye çıkıldığında unutulurdu. Hasan Abi gerek sahnede gerekse sahne sonrasında her zaman insanlarla sahici ve sıcak bir ilişki yürütürdü. Tiyatronun maddi getirisinin çok değerli olmadığı zamanlardı. Fakat Hasan Abi bir meslek olarak değil, ideal ve inanç işi olarak görürdü bu sanatı.

Hasan Nail Canat, maddi açıdan çok büyük sıkıntılar çekmesine rağmen Anadoluyu karış karış gezerken geriye 9 eser bırakmıştı. Şiir, roman ve tiyatro eserleri incelendiği zaman eserlerinin sadece ve sadece inanç ve ahlak üzerine olduğunu görürüz. 'Sanat Hakk içindir' felsefesinden hareket ederek ülkemizdeki dini, ahlaki, sosyal eksiklikleri hem yazarak hem yöneterek hem de oyunculuğu ile sahne hayatına taşımayı başarmış. 41 yıllık sanat yaşamında inançlı ideoleojisini tüm eserlerinde ön planda tutmuştur. Daha ne olsun ki... Geride hoş bir seda bıraktı. Mevlam gani gani rahmet eylesin.

25 Mart 2018

Bu yazı defa okunmuştur.