Şeref Defteri
'Mustafa Demirci'

Hasan Nail Canat'ın bir sanat davası vardı


Mustafa Demirci
Hasan Nail Ağabey'i ilk defa Fatih'teki bir düğün salonunda, İbrahim Sadri'nin yazdığı ve oynadığı Efendi Hayrettin Süperstar'da izlemiştim. O zamanlar öğrencilik yıllarımızdı. Ben de Kayserili olduğum için Hasan Abi, aynı zamanda benim hemşehrimdi.

Daha sonra benim Hasan Abi ile tanıştığım dönem Marmara FM'de çalıştığım dönemlerdi. Hasan Abi, Marmara FM'de uzun yıllar radyo programcılığı yaptı. "Fırtına Hasan" isimli bir radyo programı vardı. Yurtdışında birlikte turnelerimiz oldu. Aynı programlarda bulunduk.

Hasan Abi ile olan bir hatıramı anlatmak istiyorum. Hatırladığım zaman beni hep tebessüm ettiren bir hatıradır. Hasan Abi ile birlikte Hollanda'ya gideceğiz. Uçağa bindik, uçak İzmir aktarmalı olarak Hollanda'ya gidecekmiş. Uçakla İzmir'e geldik. Fakat uçak bir türlü iniş yapmıyor. Aradan 10-15 dakika geçti ama uçak hala iniş yapmadı. Sonradan anladık ki, uçağın tekeri açılmamış. Bunu duyan yolcular biraz panik yaptı. Yaşlı bir adam ayağa kalktı, 'ben geç kalıyorum' demeye başladı. Hasan Abi, bana döndü, "Mustafacığım, bu tür durumlarda ne yapılır?" dedi. Ben ilahiyatçı olduğum için bana böyle sorular sorardı. Ben de, "Hasan Abi, ne yapalım, imanımıza dua edelim" dedim. Hasan Abi biraz durdu ve sonra "Mustafacığım, ben şöyle dua ediyorum. Ya Rabbi, emaneti tam verdin, tam al" dedi. O tür durumda uçakta bizden başka tebessüm eden yoktu.

Hasan Abi, Marmara FM'de program yaparken de çok hoş sohbet bir insandı. Bir araya geldiğiniz zaman saatlerce sohbet edebileceğiniz, latifeli ve insana pozitif enerji veren bir yönü vardı. Mesela ben yaşlılarla, çocuklarla ve gençlerle muhabbet edebildiğini gördüm. Bundan dolayı herhangi bir enaniyet duygusu olmazdı. Esprileri çok güzeldi. O dinleyicileri ile radyoda sohbet ediyordu. Dinleyicileri radyoya telefon ediyorlardı, babacan bir tavır ile onlara takılıyordu, dinleyicileri de ona takılıyordu. Ara sıra şiir okuyordu. Kendi şiirlerinden de okurdu. Dinleyicilerin hoşuna giden bir şiir varsa o şiiri de okurdu. Hasan Abi'nin şiir okuyuculuğu da çok iyiydi. Özellikle Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in Sakarya Türküsü şiirini her tiyatro oyununun sonunda okurdu. Hatta bir gün Hasan Abi'ye takılmıştım, "Hasan Abi, Üstad sana Sakarya Türküsü'nü okuman için icazet vermiş ama ben okuyuşunu beğenmedim" demiştim. Hasan Abi de, "Sen beğenmesen ne olacak? Şair icazet vermiş" derdi.

Vesselam, Hasan Nail Canat'ın inandığı bir sanat davası vardı. Davası uğruna Hakk için sanat yapıyordu. Her zaman mesaj kaygısı taşırdı. Bunu romanlarında, şiirlerinde ve tiyatro oyunlarının içeriğinde görmek mümkündü. Ben de Hasan Abi'yi her zaman rahmetle ve özlemle anıyorum. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

31 Ekim 2013

Bu yazı defa okunmuştur.