Basından
'Cuma Dergisi'

Hasan Nail Canat (Sanatçı): Millet dinine bağlı insan istiyor

Cuma Dergisi / 14.05.1993

- Halk sahip olduğu inancını artık yönetim kadrosunda da görmek istiyor. Bunun en somut örneğ Özal'ın cenazesine gösterilen ilgi olsa gerek. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

- Şimdi tiyatrodasın. Oynadığımız oyunda Beyaz Ev'deki adam adlı sahne vardı. Bu sahnede AT'a girmek için üç tane adam müracaat ediyor. Ve Beyaz Ev'deki adam onlara diyor ki, "Sizin başkanın son yolculuğunda bu tekbir sesleri ne oluyor. Bu ülkeniz nereye gidiyor, elden mi çıkıyor?". Onların verdiği cevap şuydu, "Bu bastırılmış duygulardı, varsın orda açılsın, çok bastırırsak bir yerde patlak verir".

Şimdi tabi işin sosyal gerçeği tam olarak bu değil. Milletin dini başka, devletin dini başka görüntüsü vardı. Birileri dindarlığını, dine olan sempatisini saklamaz oldu. Hani Batılı gibi ekonomiyi düzenlerken hatta Batılı gibi yaşarken dini birtakım inançlarını da gizlemez oldu. Dindar devlet adamına özlem duyan böyle mükemmel olmasa da İslâmi çizgiler taşıyan bir devlet adamının vefatında gösterdiği ilgi, aslında milletin devlet adamından beklentisinin bir remzi olabilir. Demek ki gerçekten dinine imanına bağlı devlet adamı istiyor millet. Böyle bir devlet adamı olsa halkın buna ne denli yakınlık göstereceği malum. Bu tekbir sesleri de bunun nümayişleri. Şopen'in marşını bastıran tekbir sesleri bunun da en bariz örneğidir.

- Halkın yıllardır içerisinde mefkûrelerin artık dışa yansıması mıdır bu durum? Biliyorsunuz, milletin tepesinde 70 yıllık bir baskı vardı?

- Bastırılmış birtakım duygular vardı. Yani basın yoluyla birtakım medya ve iletişim araçlarıyla halk üzerinde bastırılmış duygular vardı. Halk, gerçekte Cumhurbaşkanı'nda olan özellikleri takdir ediyordu. Çevresinde bu takdirini somutlaştıracak ses bulamadığı için inancını yansıtması mümkün olamıyordu. Ama ölüm bir patlamadır. Ve bu halkın duygularını açıkça ortaya sergilemesidir. Evet, Reis-i Cumhur'un ölümüne onun aleyhine konuşanlar da üzülüyor göründüler. Ama halka sorulduğunda, halk neden üzülüyordu, bu farklı. Maalesef halkın kafasındaki rejim anlayışı çok bulanık. Yani halk İslâmi rejimin ne olduğunu dahi bilmiyor. Halkın inancı, mukaddesatı var. Halk İslâmi çizgileri, motifleri gördüğü zaman bunu İslâmın kendisi zannediyor. Oysa sosyal olaylarda birtakım aşamalar vardır.

Kaynak: Cuma Dergisi
Bu haber defa okunmuştur.